top of page

Alevilik-Bektaşilik
Alevi kelimesi, “Ali’ye mensup” ya da “Ali’ye ait” anlamlarına gelir. Bu anlamda Hz. Ali’yi seven, sayan ve ona bağlı olan kişiye Alevi ismi verilmiştir. Orta Asya’dan Anadolu’ya göç eden Türk boylarından bazı ları Peygamberimizin ehl-i beytine büyük bir sevgi duymuşlardır. Onların bu sevgileri özellikle Peygamberimizin (s.a.v.) damadı Hz. Ali, kızı Hz. Fatıma ve torunları Hz. Hasan ile Hz. Hüseyin üzerinde yoğunlaşmıştır. Ayrıca bunlar, Orta Asya’daki bazı eski inanç ve geleneklerini de Anadolu’da yaşatmaya çalışmışlardır. Bunun sonucunda Anadolu’da Türkler’in İslam’dan önceki inanç ve gelenekleriyle ehl-i beyt sevgisini öne çıkaran bir anlayış ortaya çıkmıştır. (26) Bu da Alevilik olarak adlandırılmıştır. Bektaşilik ise Hacı Bektaş Veli’ye bağlı olan ve onun düşüncelerine inananların oluşturduğu yolun adıdır. Bektaşiliğin kurucusu Hacı Bektaş Veli’dir. Hacı Bektaş Veli, 1209 yılında Horasan’ın kültür merkezi olan Nişabur şehrinde doğmuş ve küçük yaşta, Hoca Ahmet Yesevi’nin öğrencilerinden Şeyh Lokman Perende’nin yanında yetişmiştir. Hacı Bektaş Veli, ilim ve tasavvufta kendini iyi yetiş tirmiş ve Horasan erenlerinden biri olmuştur.
Hacı Bektaş Veli Necef, Mekke, Medine, Kudüs, Halep, Elbistan, Sivas, Kırşehir ve Kayseri illerini dolaştıktan sonra Suluca Karahöyük’e (bugünkü Nevşehir ilinin Hacıbektaş ilçesine) gelip yerleşmiştir. Hacı Bektaş Veli, 1271 yılında Hacıbektaş’ta ölmüş ve buraya defnedilmiştir. Hacı Bektaş Veli’nin, Bektaşiliğin Anadolu’da yerleşmesi, kökleşmesi ve gelişmesinde önemli bir rolü vardır. Bektaşiliğin oluşmasında
Hacı Bektaş Veli’nin “Makâlât” adlı eserinin etkisi büyüktür. Hacı Bektaş Veli bu eserinde iman, ibadet ve ahlak konularındaki düşüncelerini, Kur’an ve Hz. Peygamber (s.a.v.)’in sünnetini esas alarak ayet ve hadislerle açıklamıştırHacı Bektaş Veli, Pir-i Türkistan olarak anılan Hoca Ahmet Yesevi’nin öğretilerini Anadolu’da yaygınlaştırmıştır. Hacı Bektaş Veli, Selçuklu Devleti’nin Moğol istilasıyla siyasi hâkimiyetini kaybettiği yıllarda çevresindeki insanlara birlik, beraberlik ve sevgiyi aşılamış, herkese hoşgörüyle yaklaşmıştır. Böylece Anadolu’ya göç eden Türklerin siyasi istikrara kavuşmasında, ekonomik olarak güçlenmesinde, birlikberaberlik içinde yaşamayı sağlayan manevi bağların gelişmesinde Hacı Bektaş Veli’nin büyük katkıları olmuştur.(27) Bektaşilik, Balım Sultan’ın (öl. 1516) da etkisiyle bugünkü şeklini almıştır. Balım Sultan, Bektaşiliğin ikinci piri kabul edilmiştir. Bektaşilik, XV ve XVI. yüzyıllarda Yeniçeri Ocağında etkili olmuş ve Osmanlı Devleti’nde önemli bir tasavvufi oluşum olarak kendini göstermiştir. Alevilik düşüncesinde Hz. Ali, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin başta olmak üzere ehl-i beyt sevgi ve saygısı ön plana çıkarılmıştır. Alevi kültüründe Hz. Ali’nin çok önemli bir yeri bulunmaktadır. Hz. Ali’nin, söz ve tavsiyelerine değer verilir. Özellikle, Hz. Ali’nin hutbe, mektup ve vecizelerini içerisinde barındıran Nehcü’lBelağa adlı eser, Alevilik düşüncesini derinden etkilemiştir. Alevilik düşüncesine göre her türlü haram ve yasaklardan korunmak için “eline, beline ve diline sahip olma” temel düsturdur. Eline sahip olmaktan maksat; kişinin eliyle başkalarına zarar vermemesi, haram ve günah olan şeylere el uzatmamasıdır. Beline sahip olmaktan maksat da insanın kötü arzu ve isteklerine hâkim olması demektir. Diline sahip olmaktan maksat ise insanın kötü söz söylememesi, dedikodu etmemesi, Aleviliğe ait sırları ve mahremiyetleri ifşa etmemesidir. Birlik; iman, amel ve ahlak ile gerçekleşir. Birlik ve dirliği; kibir, haset, cimrilik, açgözlülük, öfke ve gıybet gibi ahlak dışı davranışlar bozar. Alevilikte dostluk, kardeşlik, komşuluk, misafirperverlik, mertlik, cömertlik, küçüklere sevgi, büyüklere saygı ve doğruluk önem verilen değerlerin başında gelmektedir.

bottom of page