top of page

Nusayrilik (Arap Aleviliği)
Arap Alevileri günümüzde, Suriye ve Lübnan’ın bazı bölgeleriyle Türkiye’nin Hatay, Adana ve Mersin illerinde yaşamaktadır. Arap Alevileri, kendilerini İslam dininin ve tarihinin ayrılmaz bir parçası olarak görür. Temel inanç ve ibadetlerinin şekillenmesinde Kur’an, sünnet, Ehl-i Beyt ve bunlara bağlı âlimlerin görüşleri ve akıl esas alınmıştır. Arap Alevilerinde Hz. Ali ve Ehl-i Beyt sevgisi ve saygısı çok önemlidir. Hz. Peygamber’in (s.a.v.) adı geçtiğinde, “Sallallahu Aleyhi ve Âlihi ve Sellem” (s.a.v.) diyerek Ehl-i Beyt’i de anarlar. Arap Aleviliğine göre Hz. Peygamber’in (s.a.v.) kendisinden sonra ümmetine bıraktığı iki emanet; Kur’an ve Ehl-i Beyt’tir. Hz. Peygamber’in (s.a.v.) buyurduğu gibi Ehl-i Beyt’e sımsıkı sarılmaktan başka çare yoktur. Hz. Peygamber’in (s.a.v.) tayini ile Hz. Ali ve Peygamber’in (s.a.v.) soyundan olan Hz. Fatma ve Hz. Ali’nin çocukları Hz. Hasan, Hz. Hüseyin ve dokuz torunu (12 imam) Arap Alevilerin önderleri yani imamlarıdır. Arap Alevileri bu imamlara Hasan el-Askerî’nin öğrencisi Muhammed b. Nusayr (öl. 883) aracılığıyla bağlı- dır. Muhammed b. Nusayr, imamlardan aldığı bilgiyi üzerinde hiçbir değişiklik yapmadan aktarmıştır. Arap Alevilerine göre kişilerin, kıyamet gününe kadar Kur’an-ı Kerim, Sünneti Nebevi ve Ehl-i Beyt imamlarından öğrendikleri İslam dinini, bu üç ana kaynağa uygun şekliyle yaşamaları ve inanıp uygulamaları gerekir. Arap Alevilerine göre Hz. Muhammed (s.a.v.) sağlığında Hz. Ali’yi kendine halife ve ümmetine imam tayin etmiştir. Arap Alevileri, Kur’an-ı Kerim’i kutsal kitap olarak kabul eder. Kur’an-ı Kerim üzerinde herhangi bir tahribat yapılmasının mümkün olmadığına inanırlar. Arap Alevileri, inançlarının temelini beş temel esasa dayandırmaktadır. Bu beş esas; tevhit (Allah’ın (c.c.) varlığı ve birliğine inanmak), adalet (Allah’ın (c.c.) adil ve yarattıklarına asla zulmetmeyeceğine inanmak), nübüvvet (peygamberlere inanmak), imamet ve velayet (imametin, dini ve bünyevi bir önderlik ve kutsal bir makam olduğuna inanmak ve Ehl-i Beyt’in dostuna dost, düşmanına düşman olmak), mead (kıyamet ve ahiretin varlığına inanmak) oluşturmaktadır. Arap Aleviliğinde bayramlar ibadetlerin önemli bir parçasını teşkil eder. Bu günler hem toplu ibadetlerin yerine getirildiği hem de sosyal yardımlaşma ve dayanışmanın gerçekleştirildiği zamanlardır. Ramazan ve Kurban bayramlarına ilaveten şu bayramlar ve özel günler de sayılabilir: Gadir Hum Bayramı (18 Zilhicce, Hz. Peygamber’in (s.a.v.) Hz. Ali’yi imam tayin ettiğine inanılan gün), Firaş Bayramı (29 Zilhicce, Hicret gecesi Hz. Muhammed’e (s.a.v.) suikast düzenleneceği haberi alındığında Hz. Ali’nin ölümü göze alarak Hz. Peygamber’in (s.a.v.) yatağına yattığı ve müşrikleri yanıltarak hayatını kurtardığı gece).
bottom of page